Giriş
Ür-Ge (Ürün Geliştirme) ve Ar-Ge (Araştırma Geliştirme) kısaltmalarını sıklıkla duyuyoruz. Devletin çeşitli Ar-Ge destekleri de kısaltmanın ifade ettiği faaliyetleri desteklemek için bulunuyor. Televizyonlarda her gün Ar-Ge’nin öneminden bahsediliyor. Ar-Ge faaliyetlerine paralel olarak icat çıkarma ve “dünyada ilk” etiketlerini de birçok söylemde bolca görüyoruz. Bir de “patent” ve “faydalı model” kavramlarımız var.
Hal böyleyken aslında herkesin kafası karışık. Ar-Ge’nin ne olduğunu bilen insanlar kendi yaptıklarına Ar-Ge demekten çekiniyor, Ar-Ge’nin ne olduğunu bilmeyenler ise yaptıkları her şeyi Ar-Ge olarak tanıtıyor. Ar-Ge faaliyeti sonucunda patent alamayanlar utanmış vaziyette, önemsiz ve/veya korunamayacak bir özelliğe patent alanlar ise hayal dünyasında. Patentin bir yenileşim (inovasyon) belirtisi olduğunu da düşünenler ne yazık ki çoğunlukta. Konu oldukça karışık.
Temel olarak sektörde Ür-Ge ve Ar-Ge kısaltmalarına verilen anlamlar doğru değil, yanlarına serpiştirilen “patent”, “icat” ve benzeri etiketler de tamamen yersiz. Buna ek olarak, firmaların kendi anlayışları, pazarlama stratejileri ve devlet desteklerine ulaşma istekleri nedeniyle de birçok Ar-Ge projesi ile Ür-Ge projesi birbirine karışmış vaziyette. İşin daha da kötüsü, devlet desteklerini dağıtan kuruluşlardaki uzmanlarda, hakemlerde ve denetmenlerde de aynı kafa karışıklığı var.
Öncelikle Ür-Ge ve Ar-Ge’yi tanımlayalım. Sonrasında da kullanım yerleri, şekilleri ve bir ürünü geliştirme faaliyetleri çerçevesinde neyin nereye oturduğunu inceleyelim.
Ür-Ge
Ür-Ge, yani ürün geliştirme, faaliyetlerinde temel amaç isminden de anlaşıldığı gibi bir ürünün ortaya çıkarılmasıdır. Genelde Ür-Ge’nin bir üründeki “geliştirme” faaliyetlerini kapsadığı, yani arttırımlı (incremental) iyileştirmeleri kapsadığı söylenir. Örneğin bir iş makinası üretiyorsanız, bu iş makinesinin makyajlı hali olan 2018 modelinin tasarlanmasına Ür-Ge denir. Fakat yeni bir tip iş makinası tasarlıyorsanız buna Ür-Ge denmez, Ar-Ge denir. Bu kesinlikle doğru değildir.
Ür-Ge kapsamında:
- Yeni bir ürün geliştirme
- Mevcut bir ürün üzerinde tasarımsal değişiklikler yapma
- Mevcut bir ürün üzerinde ciddi değişiklikler yapma
- Mevcut bir ürünü devşirerek farklı bir alana uygun ürün haline getirme
faaliyetleri yapılabilir.
Ar-Ge
Ar-Ge, yani araştırma geliştirme, faaliyetlerinde ise temel amaç belirli bir yönde veya belirsiz bir yönde araştırmalar yapmak, deneyler/testler yapmak ve ortaya çıkan sonuçları analiz ederek bu sonuçları belirli bir alana çözüm olacak şekilde uyarlamaktır.
Ar-Ge genel olarak (belirli bir yönde araştırmalar yapıldığı durumda) bir Ür-Ge faaliyeti yürütülürken çıkan bir sorunu çözmek veya bir Ür-Ge faaliyetindeki eksikliği gidermek amacıyla yapılır. Giderilmek istenen bu eksiklik Ar-Ge faaliyetini yürüten firmanın yaşadığı bir eksiklik olabilir. Benzer şekilde işbu eksiklik Ar-Ge faaliyetini yürüten firmanın başka firmaların ürünlerinde gördüğü bir eksiklik de olabilir.
Ar-Ge bazen de (belirsiz bir yönde araştırmalar yapıldığı durumda) bilinen bir sorunu çözmek için yapılmaz. Farklı yöntemler ve teknikler kullanılarak deneyler yapılır. Bunların sonucunda da ortaya çıkan çıktıların hangi alanlarda kullanılabileceğine bakılır. Yani bir Ür-Ge faaliyeti talep etmeden yada Ür-Ge faaliyeti henüz ihtiyacını duymadan da bir Ar-Ge çalışması yapılarak Ar-Ge çıktısı ortaya çıkarılabilir. Aslında ortada bir sorun/eksiklik vardır, fakat Ür-Ge faaliyetlerini yürütenler henüz o sorunu algılamış durumda değildir, yada çözülemeyecek olduğunu varsaymaktadır – yada ticari olarak henüz bir gerek görülmemiştir. Her ne kadar “Ür-Ge”den bu tip Ar-Ge faaliyetleri bağımsız görünse de gerçekte de gizli bir “Ür-Ge faaliyeti çerçevesi” bulunmaktadır.
Ar-Ge ve Ür-Ge Temel Farklar
Ar-Ge ve Ür-Ge’yi tanımladık. Birbirlerinden farkları çok açık ve nettir:
- Ar-Ge: Teknoloji, bilgi birikimi veya bir ürün bileşeninin geliştirilmesi hedeflenir.
- Ür-Ge: Hedef ticari son ürün çıkarılmasıdır.
Bu bağlamda Ar-Ge ve Ür-Ge’nin örtüşen ve birbiriyle karıştırılacak hiçbir yanı yoktur. Peki neden karışmaktadır? Karışmaktadır çünkü çoğu ürün geliştirme faaliyetinin belirli bir yüzdesi Ar-Ge’den oluşmaktadır. Yani aslında Ar-Ge, Ür-Ge’nin vazgeçilmez bir parçasıdır.
Ürün Geliştirme Süreçleri
Yukarıdaki tanımlar yapılınca aslında Ür-Ge’nin “Ürün Geliştirme” olduğunu anladık. Ar-Ge’nin de aslında Ür-Ge’den bağımsız olmayan bir alt “Ür-Ge” süreci olduğunu gördük. Bu bağlamda ürün geliştirme süreçleri aşağıdaki gibi özetlenebilir:
- Ürün Hedef Özelliklerinin (Teknik ve Ticari) Belirlenmesi
- Ürün Teknik Detay Dokümanlarının Çıkarılması
- Ürün Geliştirme Faaliyetlerinin Ekip Bazında Planlamasının Yapılması
- İş Paketlerinin Gerçeklenmesi ve Testler (Ar-Ge buradaki bir alt Ür-Ge sürecidir)
- Çalışmaların Entegrasyonu
- Bütün Sistem Testleri
- Kurulum, Bakım, Destek
Yukarıdaki süreçlerinde de bir döngü olduğu, hatta adımlar arasında da döngülerin olduğu unutulmamalıdır. Eğer bir ürün geliştirme sürecinde “yaptık bitti bu kadar” deniyorsa, ürün geliştiriyormuş gibi yapma süreci yürütültüğünden emin olunabilir.
Peki Bu Ar-Ge Mi?
Örneğin bir saat üreticisi yerli firmamız, atomik saat üretmeye kalkarsa (atomik saat üretimi konusunda ekibinin bilgisiz ve deneyimsiz olduğunu varsayıyoruz) Ar-Ge faaliyetleri yürütecektir. Başka ülkelerde başka bir firmanın “atomik saat” üretiyor olması, bu firmanın yaptığı faaliyetin Ar-Ge olmadığı anlamına gelmez. İşbu saat üreticimiz, mevcutta ürettiği mekanik saatte akrep tasarımını değiştirip yeni bir ürün ortaya çıkarmak istediğinde de Ür-Ge yapmış olur, çünkü ekibi bu konuda yetkin ve neyi nasıl yapacağını bilmektedir. İşbu firma, mekanik saat yerine en basit elektronik saati üretmek istediğinde de Ar-Ge faaliyeti yürütür, çünkü daha önceden bu alanda deneyimi yoktur. Firma saat kolu ve mekanik muhafazası konusunda deneyimli olduğundan, elektronik saat geliştirme faaliyetlerinin sadece bir kısmı Ar-Ge faaliyeti olarak sınıflandırılır.
Bir elma suyu üreticimiz, farklı akrep tasarımına sahip mekanik saat üretmek istediğinde ise Ar-Ge faaliyeti yapmak zorundadır. Her ne kadar “basit” bir tasarım değişikliği olsa bile elma suyu üreticimizdeki ziraat mühendisimizin bilgisi ve deneyimi bu çalışmalarda fayda sağlamayacaktır. Fakat bu Ar-Ge faaliyetleri çerçevesinde ziraat mühendisimizin makina mühendislerine sunacağı farklı bakış açısının katkısı beklenenden fazla olabilir.
Örneklerden de anlaşıldığı gibi Ar-Ge göreceli bir kavramlardır, bir şirket için Ar-Ge faaliyeti, başka bir şirket için standart mühendislik olarak sınıflandırılabilir.
Patent Alsak?
Doğrudan 1:1 kopya olmadığı sürece genel olarak her sürece ve ürüne patent alabilirsiniz. Önemli olan bir üst başlıktaki “peki bu Ar-Ge mi?” sorusuna “evet ve dünyada başka bir şirket henüz bunu yapamıyor/yapmadı” cevabını verebilmenizdir. O zaman patent alırsınız ve patentiniz bir işe yarar.
Fakat cevabınız “xxx ülkesindeki yyy firması da benzer birşey yapıyor” ise patent alırsınız, ama büyük ölçüde korunma sağlamanız mümkün olmaz. Patent istatistikleri nicel olarak artar, nitel olarak düşer. Ülkemizde birçok patent alınmış olmakla beraber yenileşim sağlayabilen patent sayısı oldukça azdır, çünkü patentler nitelik olarak zayıftır.
Proje Değeri Ölçmek
Yukarıdaki başlıkları ve anlatılanları akılda tutarak bir projenin değerinin belirlenmesinde temel olarak 4 kritere bakılması gerekir:
Bir projede bu 4 kriterin tamamından verim alınabileceği gibi sadece birinden verim alınması da aslında yeterlidir. Bazı Ar-Ge faaliyetleri sonucunda icat çıkarılabilir. Fakat her Ar-Ge faaliyeti sonucunda icat çıkarılması beklenmemelidir. Ar-Ge faaliyetleri sonucunda kayda değer patentler alınabilir, alınmasına gerek olmayadabilir. Ortaya çıkan ürünün kısa vadede herhangi bir kayda değer katma değeri bulunmayabilir fakat şirkete katacağı alt yapı ve bu alt yapının gelecekteki çalışmalara etkisi göz önünde bulundurulduğunda oldukça katma değerli olabilir.
Sonuç
Ür-Ge, Ar-Ge, patent ve benzeri kavramlara çok da takılmadan aslında yapılması gereken şey “ürün geliştirmek”tir. Ürün geliştirme kültürü oturan firmalar, bir süre sonra uluslararası rekabete gireceklerinden zaten doğal bir sonuç olarak ürün geliştirme süreçlerinde Ar-Ge’ye daha çok yer vereceklerdir. Uluslararası arenada rekabet edip büyüyen firmalarımız, nakit fazlalıklarını ise ileride saf Ar-Ge çalışmaları için harcayabilecek ve 5-10-20 senelik rekabet planlarını yapabileceklerdir. Türkiye’nin 2023 hedefleri için acilen ihtiyacı olan, içeriğindeki Ar-Ge yüzdesinden ziyade, ortaya katma değerli ve/veya alt yapı kurucu projeler çıkarmak ve bu projeleri ürün geliştirme süreçleri çerçevesinde yürütmektir.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.